SADIÇTAN BİSMİLLAH…
Büyük ve kadim Türk Dünyasının
Dağ Yöresinde yaşayan Yörük ve Türkmen evlatları…
Nasılsınız? İyi misiniz?
Allah hepinize iyilik ve esenlik versin inşallah.
Ben Sadıç!
Bütün Dağlıların Sadıcı, Dağder’in kurumsal yüzü Sadıç…
Ne mutlu bana ki artık bu köşeden sizinle hasbihal etme imkânına kavuştum.
Pek sevinçliyim. İnsan dostlarına kavuşur da mutlu olmaz mı?
Olur! İşte ben de bu hal üzereyim.
Tam iki aydan beri sizinle hasbihal edecek oluyorum, Sağ olsunlar bizim Güney Bursa yazarlarından bize ne sıra geliyor ne de yer kalıyor…
Her biri değişik alanlarda eğitim almış, değişik görgü ile tecrübelenmiş yine değişik meslekleri icra eden pek kıymetli dostlarımız elbette.
Hepsi de kendi alanlarında hem yetenekli hem de pek dolu dolular.
Tamam kabul! Ama biz de bütün dağlıların Sadıcıyız yani.
Sadıçsız hasbihal olur mu efendim? Olmaz tabi!
En son Yunus Emre Coşan hocama bu konuda baya bir dert yandım. Eh o da bana hak vermiş olacak ki “Tamam Sadıç, al kalemi eline kime ne sözün varsa yaz bakalım “ deyiverdi.
Sözüm olmaz mı? Dağ Yöresinin yüzü gülsün diye her gün bir yerde, bir faaliyette, bir gayretteyiz.
Gözümüzün şahit olduğunu, içimizin biriktirdiğini, kat ettiğimiz mesafeyi bu vesileyle size de aktarıvermiş olurum. Pekiyi olur.
Şimdi belki içinizden “çok mu lazımdı” diyenler olabilir. Evet, çok lazım! Neden mi?
Çünkü Dağ Yöresinin kaderiyle alakalı konularda söylenecek sözü elbette Dağ Yöresinin insanı söyleyecek. Bundan daha doğal ve daha hakkaniyetli ne olabilir?
Malumunuz bir de şu var; her meselenin çözümünde ilk aşama önce meselenin dile getirilmesidir. Dile getirelim ki muradımızın ne olduğu netleşsin.
Sonrasında el birlik gayret edelim ki muradımız karnımızda kalmasın.
Tabi söz söylerken öyle kasıntılık edip te nefsime hoş geleni parlatıp, canımın sıkıldığını da karartmak olmaz.
Önem sırasına göre bütün ortak yönlerimizi mevzu bahis ederiz.
Örneğin yöresel dilimizi, geleneklerimizi, hedeflerimizi, çevre ve yerleşim sorunlarımızı, kuşaklar arası kültür aktarımımızdaki sorunları, bölgesel siyasetimizi, ekonomik durumumuzu, eğitim sorularımızı vs. vs…
Eğitim demişken, unutmadan söyleyeyim; bu sene çocuklarımız pek başarılılar. Yüzlercesi üniversiteyi kazanıp yeni kayıt oldular. Allah hepsine zihin açıklığı versin. Gurur duyuyoruz elbette.
Onlara bir nebze katkı sunabilmek için bu sene yine Dağder bursları için Başkanımızın rehberliğinde gece gündüz gayret sarf ediyoruz. İmkânı olan bu onurlu girişime el versin, katkı koysun.
Burs başvurularında bu yıl rekor artış var. İnşallah tedarik konusunda da rekor katkı olur.
Bir de bu sene Eski Stadyumda Dokuzuncusu yapılan “9. Dağder Yağlı Pehlivan Güreşleri” vardı ki sormayın gitsin.
Ne büyük gururlandım ne büyük sevindim bilemezsiniz. Nasıl gururlanmam! Siyasetin
ve bürokrasinin bütün a takımı oradaydı.
260 güreşçi müsabakalara iştirak etti. Gecenin saat birine kadar heyecan sürüp gitti.
Bu sayıda Yüksel Yaşar Başkan ayrıntıları anlatacağı için fazla uzatmayacağım. Ama biliniz ki bu seneki organizasyon Dağder’imize aşama kaydettirdi. Bunun etkilerini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Yöremiz adına çok mühim bir itibar ve kazanım oldu. Ali Hocamızın ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Alinur Aktaş Bey’in ellerine sağlık.
Neyse efendim İnşallah bu bir girizgâh olsun.
Her ne kadar benim evim yurdum Dağder olsa da sakın unutmayın her daim aranızdayım.
Eğer Sadıcınızdan bir isteğiniz, şikâyetiniz, söyleyecek bir sözünüz olursa hiç çekinmeyin dagderweb@gmail.com adresimize yazıverin.
Allah geleceğinizi kalbiniz gibi eylesin… Kalın sağlıcakla…
İmza; Hepimizin Sadıcı…